Stratejik Görüşme Talep Edin
Hemen Başvur

İnsan olarak her bireyin eşsiz olması nedeniyle doğal afetler karşısında bu etkiye karşı gösterilen reaksiyonlar farklıdır. Olayın şiddeti, mağduriyet yaşayanların kişilik yapısı, toplumsal değerler ve geçmiş deneyimler sonucunda anormal duruma karşı verilen tepki farklılıkları da doğaldır.

Ancak deprem gibi doğal afetler sonucunda doğrudan ve maruz kalınan ikincil travmalar da bireyler üzerinde paralize olmanın vermiş olduğu fizyolojik değişimlere bağlı olarak hissedilen duygu durum değişiklikleri içerisinde özellikle korku, endişe, stres kaynaklı uyku ve odaklanma güçlükleri, yaşanan problemlerin büyük bir bölümü kapsar.

Bu gibi büyük doğal afetlerin sonucunda yas yaşandığında da bu süreç çalışan verimliliği ve iş performansını da oldukça etkileyecektir. Afet sonrasındaki psikolojiyi ve travmayı yönetebilmek önemlidir. Bunun için izlenebilecek bazı adımları birlikte inceleyelim.

Psikolojik destek ve iletişim devamlılığı

Depreme birincil olarak maruz kalan kişilere ve ikincil travma yaşayanlar olarak ayrı destek yöntemleri izlenmelidir. Öncelikli olarak çalışanların psikolojik ilk yardım alabilmesini sağlamalıyız. İkincil travma yaşayan kişiler için de şirket içi iletişim konusunda hassasiyet gösterilmelidir. Ardından uzun dönem psikolojik etkiler ile baş edebilmek adına şirketler, bireylerin psikoterapi ya da psikolojik destek gruplarına katılımları için destek sağlamalıdır. Maruz kalınan kolektif travmalar sonucunda bireylerin duygu ve düşünceleri hakkında sıklıkla konuşulması ile stres seviyelerinin paylaşım ve temas halinde olmasıyla dağılabileceği hatırlanmalıdır.

Empatik yaklaşım

İş yönetiminde en temel nitelik olan duygusal zekası gelişmiş şirket kültürüne sahip olmak, her durumda şirketler ve çalışanlar için çok önemli bir kültürü kapsar. Doğal afetler gibi önemli olaylar sonucunda özellikle empatik yaklaşım çalışanların duygusal etkileşim arayışı ve ihtiyaçları için saygılı ve kapsayıcı bir ortam oluşturulmalıdır.

İş dağılımı yönetimi

Hem afet sonrası erken dönemler için hem de yas sürecindeki çalışanlara, iş yükü ve zaman yönetimini sağlayacak stratejiler belirlenmelidir. Psikolojik sağlıklarını düzenlemek, rutine dönebilmek için çabalayan çalışanlar için esneklik gösterdiğiniz çalışan odaklı yaklaşımlar izlenmelidir.

Psiko-eğitimler

İş yeri çalışanları için afetler sonrasında travma, stres, kaygı ve yas sürecini de kapsayan bilgilendirme çalışmaları düzenlenmelidir. Çeşitli içerikler hazırlanarak paylaşımlarda bulunulabilir. Bu gibi aktivitelerle bireylerin travma, stres, kaygı ve yas sürecinde bilgi sahibi olduklarında duygu durumlarını yönetebilmek için kazanımlarına yardımcı olunmalıdır.

Yazımızı Maia Szalavitz’den önemli bir alıntıyla bitirmek isteriz: “Ateş ısıtabilir veya yakıp yok edebilir, su susuzluğu giderebilir veya boğabilir, rüzgar okşayabilir ya da kesebilir. İnsan ilişkileri de böyledir: Birbirimizi hem yaratabilir ve yok edebilir, hem besleyebilir ve dehşet içinde bırakabilir, hem de travma yaşatabilir ve iyileştirebiliriz.” BeNova Consulting olarak, şirketinizin ihtiyaç duyduğu tüm süreçlerde yol arkadaşınız olmaya hazırız.

Strateji kelimesinin etimolojik kökeni Eski Yunanca’ya dayanmaktadır. Ordu anlamındaki “STRATOS” ve yönetmek anlamındaki “AGO” kelimelerinin birleşmesinden oluşur. Kelime anlamına bakarsak askeri kökenlidir ve orduyu yönetmek anlamına gelir. Günümüzde ise strateji denince akla, önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için uygulanan yöntemlerin tamamı gelir. Strateji özetle gelecekte ulaşmak istediğiniz bir hedef için bugünden çalışmaktır. Bunu yaparken de önceden belirlenmiş vizyon, amaç ve hedeflere nasıl ulaşılacağının planlanmasıdır.

BeNova Consulting olarak stratejiyi bir yolculuğa benzetiyoruz. Arabanızla yola çıkıp navigasyonu açtığınızda iki noktaya ihtiyaç duyarsınız. Mevcut konumunuz (bunu navigasyon otomatik olarak çeker) ve gitmek istediğiniz konum. Şirketiniz de bir yolculukta ve iki noktaya ihtiyaç duyuyor; mevcut durumunuz ve ulaşmak istediğiniz konum. Mevcut konumunuzu bulmak için çeşitli araçlar kullanıyoruz. Paydaş analizi, SWOT analizi, PESTLE analizi bunlardan sadece birkaç tanesi. Ulaşmak istediğimiz hedefi belirlemek için de şirketin misyonu, vizyonu ve amaçları önemli bir yer tutuyor. Misyon, vizyon ve amaçları belirlemek / güncellemek için çeşitli çalıştaylar düzenliyoruz. Sonrasında ise amaç ve hedeflere ulaşma yöntemlerini belirliyoruz.

Stratejik Planın Önemi

Bir şirketin sistemli ve disiplinli bir şekilde kendisini nasıl tanımladığını, neler yaptığını, yaptığı şeyleri neden yaptığını ve ulaşmayı hedeflediği noktayı detaylı bir şekilde yazdığı plana ise Stratejik plan denmektedir. Stratejik plan, uzun vadeli olmalı ve geleceğe dönük bir bakış açısı taşımalıdır. Stratejik plan ile aşağıdaki sorulara ulaşmak hedeflenmelidir:

Bu soruları cevaplayan bir stratejik plan başarılı olarak değerlendirilebilinir. Stratejik planın en önemli unsurlarından bir tanesi uygulanabilir ve takip edilebilir olmasıdır. Ne yazık ki ülkemizde hazırlanan stratejik planlardan bir çoğu hazırlandıktan sonra bir daha bakılmamak üzere rafa kaldırılıyor. Hep şunu diyoruz: “Eğer stratejik plan takip edilmiyorsa ve düzenli aralıklarla güncellenmiyorsa, o planın bir anlamı yoktur”. Bu nedenle strateji danışmanlığı kapsamında en çok dikkat ettiğimiz husus planın takip mekanizmasıdır.

Stratejik planın takip edilebilmesini sağlayan en önemli destekçi ise planda yazılan aksiyonların KPI’lara yani sayısal hedeflere bağlanmış olmasıdır. Eğer aksiyonları kişisel bazda tanımlayabilir ve bunları kişilerin karnelerine koyabilirsek stratejik planın takibini de çok daha kolay bir şekilde yapabiliriz.

Strateji danışmanlığı, şirketlerin stratejilerinin bir danışman ile birlikte kurgulanması ve uygulama sürecinde birlikte yol alınması olarak özetlenebilir. Bu süreçte BeNova Consulting olarak öncelikle stratejik planın hazırlanması konusunda sizlerle birlikte çalışıyoruz. Çeşitli çalıştaylarla mevcut konumunuzu ve ulaşmak istediğiniz hedefleri belirliyoruz. Bu sırada şirketinizin misyon, vizyon ve ana değerlerini güncelliyor, stratejik planla uyumlu olmasını sağlıyoruz. Stratejik plan hazırlandıktan, vizyon/misyon ve değerler belirlendikten sonra en önemli unsur gelecek yol haritasının söz konusu stratejilere uygun olarak oluşturulmasıdır. Gelecek yol haritasını üst yönetimle birlikte oluştururken gerekli yetkinlikleri belirliyor; sektör tecrübemiz ve analitik araçlar ile uygulanabilir bir yol haritası çıkartıyoruz. Kültürel ve organizasyonel dönüşüm yolculuğunuzda sizinle birlikte iletişim planını hazırlıyor, değişim için vizyonu net bir şekilde ortaya koyuyoruz. Değişim yönetimi için alınması gereken aksiyonları sizlerle birlikte tasarlayarak takibi için gerekli mekanizmayı da oluşturuyoruz. Böylece, sizler tüm bu değişimi yaşarken bu alanda deneyimli bir danışman şirketle birlikte süreci yönetiyor, hata yapma ihtimalinizi azaltıyorsunuz.

Dijital dönüşüm süreçlerinde ilk basamak dijital dönüşüm stratejisini iyi kurgulamaktan başlar. Dijital dönüşüm stratejisini iyi kurgulamak hem iş modelini optimize eder hem de bu süreçte gerekli yetkinliklerin belirlenmesini sağlar. Dönüşüm uygulamalarının daha etkin olabilmesi için bu kurgulama büyük önem arz etmektedir. Bununla beraber dijital dönüşümün dört ana faktörü bulunmaktadır; Strateji, Veri Analitiği, Teknoloji ve İnsan. Bu dört basamağı iyi bir şekilde kurgulayan savunma sanayii şirketlerinin dijital dönüşüm süreçlerinde başarılı sonuçlar elde ettiklerini kolaylıkla söyleyebiliriz.

Strateji: Dijital dönüşümün başarıya ulaşması için stratejinin büyüklük ve kapsam bakımından cesur olması gerektiğini biliyoruz. Aynı zamanda dijitalleşmede lider firmaların en büyük ve en önemli farkı stratejinin daha detaylı ve iyi tanımlanmış olmasıdır. Bu gibi firmalarda strateji sadece tanımlanmış olmak için değil, uygulamak için oluşturulmaktadır.

Veri Analitiği: Dönüşüm yolculuğu boyunca sizin için en kritik dönüşüm faktörlerinden birisi veri olacaktır. Bu anlamda MIT Dijital Ekonomi Girişimi Direktörü Brynjolfsson’un dediği gibi “Verilerin tek başına var olması yeterli değil. Verileri elde etmek ve eski usul bir sürece tabi tutmak da size bu süreçte yardımcı olmayacaktır. İş süreçlerinizi ve karar alma mekanizmanızı gözden geçirmek için veri analizi size yol gösterecektir.” Özellikle veriyi anlamlandırmak için ülkemizde savunma sanayii sektöründe çok daha fazla zaman harcamamız gerekmektedir.

Teknoloji: Teknolojinin gerektirdiği kalıcı değişim ve dönemsel olarak sorgulanan varsayımlar günümüzde artık çok daha önemli bir hale gelmiştir. Teknolojinin yönlendirdiği yıldırım hızındaki değişim, bizi dijital çağdan yeni bir gerçekliğe götürüyor. Dünya literatüründe bu yeni gerçekliğe “dijital sonrası dünya” denmektedir.

İnsan: İnsan faktörü her girişimin en önemli gücüdür fakat aynı zamanda dönüşüme sadece seyirci olmaları durumunda, dijital dönüşümü engelleyen en büyük etken de olabilirler. Bu kapsamda, dijital dönüşümde en önemli unsurlardan birisi mutlaka insan faktörüdür.

Dijital Dönüşümün Geleceği

IDC’nin çalışmasına göre önümüzdeki iki yıl içerisinde şirketlerin %75’i dijital dönüşüm uygulamaları konusunda kapsamlı bir yol haritası çizeceklerdir. Aynı çalışmaya göre, bu sene sonuna kadar şirketlerin en az %30’u kuruluşu desteklemek için inovasyonları hızlandıracak modeller ve dönüşümü destekleyecek projeler geliştireceklerdir. Dünya çapındaki başarılı örnekler de bize dijital dönüşümün yarattığı inovasyonun daha verimli bir karar destek mekanizmasına yol açtığını ve çok daha iyi hizmet sağladığını göstermektedir.

Örnek Dijitalleşme Uygulamaları

Birçok sektörde hem operasyon hem de bakım açısından çok fazla miktarda veri üretmektedir. Dijital dönüşüm olmadan bu verilerin çoğu kullanılmadan kalmakta ve potansiyel kazançların gözden kaçmasına sebep olmaktadır. Modern dijital çözümler büyük verilere çözüm üretirken büyümeyi destekleyerek şirket kaynaklarını en üst düzeye çıkarabilir ve maliyetleri azaltmak için avantaj sağlar. Verileri analiz etmeye yönelik olarak yapay zeka ve makine öğrenmesi gibi başlıklar sektörde ilerleme kaydetmek isteyen firmalar için fazlasıyla önemlidir.

Nesnelerin interneti (IoT) ve bulut analitiğini kullanarak daha fazla alt bileşeni daha sık ve bazı durumlarda saniyede binlerce kez ölçmek mümkün olmaktadır. Bu sayede, savunma sanayii sektöründe normal bir operasyonun daha iyi anlaşılabilmesi ve herhangi bir parçanın arızaya yaklaştığını tahmin edilebilmesi mümkündür. Bu verileri aynı zamanda tedarik zinciri sistemine bağlamak mümkün olmaktadır ve lojistik masrafları bu şekilde ciddi anlamda azaltılabilmektedir. Bununla birlikte, ekipman ve sistemlerin uzaktan kontrolü için teleoperasyon (ekipmanı veya bir makineyi uzaktan çalıştırma yeteneği) ve bulut robotik son dönemde büyük önem kazanmaya başlamıştır. Katmanlı üretim teknolojileri de savunma sanayii sektöründe dijital dönüşüm başlığı altında ele alınması ve değerlendirilmesi gereken oldukça etkin bir alandır.

Önümüzdeki dönemde, dijital dönüşümden kaçamayacağız, kaçanların yok olduğunu gözlemleyeceğiz. Bu kapsamda, dijital dönüşüm danışmanlığı alarak yola nereden başlanması gerektiğini bir uzmanla birlikte tasarlayabilirsiniz. Biz BeNova Consulting olarak size bu alanda hizmet etmeye hazırız. Siz de dijital dönüşüm yolculuğuna çıkmak ve bu alanda danışmanlık almak isterseniz bizlere ulaşabilirsiniz.

Dijital Dönüşüm Nedir?

Pazar payını büyütmek ve sektör içerisinde hayatta kalabilmek için dijitalleşme ihtiyacı büyük önem taşımaktadır. Potansiyel müşterilerle doğru kanallardan iletişim kurmayı hedef olarak belirleyen şirketler için dijital dönüşüm şu günlerde kaçınılmaz bir odak noktası haline gelmiş durumdadır. Fakat, dijital dönüşümün ölçülebilir, sonuç odaklı ve sürdürülebilir olması için dijital bakış açısını iyi analiz etmek ve benimsemek gerekmektedir.

Bu süreçte, dijital dönüşüm stratejinizi mevcut durumunuza göre tanımlayarak, dijitalleşme yolunda ilerleme fırsatınızın planlanmasının çok önemli olduğunu da belirtmeliyiz. Dijital dönüşüm sürecini şirket boyutunda analiz etmeden ve stratejik bir plan oluşturmadan hareket etmek farklı boyutlarda sorunlar yaratmaktadır ve yöneticilerin dijital dönüşüm uygulamalarından uzak durmalarına sebep olmaktadır. Bu nedenle, iyi bir strateji izlenmesi dijital dönüşüm süreçlerinin en önemli adımını oluşturmaktadır.

IDC’nin yaptığı küresel araştırmalar sonucunda sektördeki en önemli 2000 şirketin CEO’larının dijital dönüşümü kurumsal stratejilerine koyma oranı %66 olarak çıkmıştır. Progress raporuna göre CEO’ların herhangi bir sıkıntı yaşamadan dijital dönüşümde ilerlemek için 2 yılları olduğunu düşünenlerin oranı da %85’tir. Bu sebeple genel anlamda dijital dönüşüm stratejilerini iyi kurmak ve bunu planlarlarken süreçleri şirket düzeyinde iyi kurgulamak gerekmektedir.

Dijital Dönüşümün Başarı Faktörleri

Etkili ve verimli olmayan dijital dönüşüm süreçleri, şirketlerin ve CEO’ların dijital dönüşüm projelerinden uzak durmalarına ve bu projelere şüpheci yaklaşmalarına sebep olmaktadır. Dijital dönüşümün bu açılardan başarı faktörleri ilk olarak şirketlerin kaynaklarının dijital dönüşüm hedefleri doğrultusunda kullanılması olmaktadır. İkinci faktör, dijital dönüşüm stratejilerinin ve bu süreçteki ilerlemelerin, izlenebilecek ve bununla birlikte değişiklikler yapılacak şekilde kurgulanması olurken üçüncü faktör de uygulama düzeninin ve ekibin kritik sorumluluklar ile beraber yönlendirilmesi ve çevik bir şekilde ele alınması olmaktadır. Bu üç faktörü şirket özelinde ve dijital dönüşüm vizyonuyla uygulayan şirketlerin rakiplerinin önüne geçerek dijital büyümeleri açısından iyi bir düzen oturttuklarına şahit oluyoruz. Dijital dönüşüme yönelik başarısız olan süreçler; genel anlamda gereken ölçü ve ivmenin küçümsenmesi, şirket yönetiminde ve çalışanlarında bütüncül bir görüşün yokluğu ve dijital dönüşümün etkileri hakkında netlik olmayışından kaynaklanmaktadır.

Şirket genelinde dijital dönüşüm öncesinde sorulması gereken bazı sorular bulunmaktadır. Bu sorular şirketleri farklı ve başarılı bir dijital dönüşüm yoluculuğuna çıkarmak için elzem sorular haline gelmiştir.

Ülkemizde faaliyet gösteren şirketlerin bu soruları cevaplamadan direkt olarak kendilerini dönüşümün içine atmaya çalıştıkları gözlemlenmektedir. Bu nedenle genel bir strateji oluşamamakta, yapılan harcamalar ve geçen zaman boşa gitmektedir. Söz konusu maliyetleri azaltmak ve dijital dönüşümde başarılı olmak için bu konuda uzman bir danışmanlık şirketiyle yola çıkmak büyük önem arz etmektedir. BeNova Consulting olarak sunduğumuz dijital danışmanlık hizmetimizde öncelikle şirketi analiz ediyor mevcut konumunu belirliyoruz. Sonrasında ulaşılması hedeflenen noktayı tarifliyor, bu noktaya nasıl gidileceğinin yöntemini kurguluyoruz. Bütün bu çalışmalar sayesinde şirketler dijital dönüşümde ulaşmak istediği noktaya çok daha kolay ulaşabiliyor.

TÜBİTAK 1501 SANAYİ ARGE DESTEK PROGRAMI ve TÜBİTAK 1507 KOBİ AR-GE BAŞLANGIÇ DESTEK PROGRAMI çağrılı programlardır. TÜBİTAK tarafından bu programlar her sene Ocak ayında ve Temmuz ayında çağrı bazlı olarak açılmaktadır. Bu programlar arasındaki temel farklardan birincisi bütçedir. TÜBİTAK 1507 programında proje destek bütçesi 1.200.000 TL iken; TÜBİTAK 1501 programında herhangi bir proje bütçesi üst limiti bulunmamaktadır. İkinci fark ise TÜBİTAK 1507 programında projelerin başarılı bulunması için kurul değerlendirme eşik değeri puanı 50 iken; TÜBİTAK 1501 projelerinde 60’tır. Her çağrı açıldığında iki programında başvuru süresi yaklaşık 40-45 gün arasında değişmektedir. Her yıl TÜBİTAK tarafından işletmelere TÜBİTAK 1501 ve 1507 programları kapsamında verilecek destek bütçesi belirlenmektedir. Başarılı bulunan projeler her bir program kapsamında en yüksek puandan en düşük puana göre sıralanmakta ve bütçe bu şekilde dağıtılmaktadır. Daha öncesinde TÜBİTAK projesi deneyimi olmayan firmalar TÜBİTAK 1507 programını 1. basamak, 1501 programını ise 2. Basamak olarak değerlendirebilirler.

İşletmelerin bu programlara başvuru yapabilmeleri için öncelikle Ar-Ge fikirlerinin olması gerekmektedir. Daha sonrasında işletmeler tahmini proje bütçelerini hesaplayarak 1.200.000 TL’nin altında bir bütçe sunacaklarsa 1507 programına, üstünde olacaksa eğer 1501 programına başvurmalıdır. Her iki program içinde TÜBİTAK tarafından desteklenen gider grupları aynıdır. Ar-Ge fikrinin belirlenmesi ve hangi programa başvuru yapılacağının karar verilmesinin ardından belirlenen program için firmalar proje ön kaydını yapmalıdır. Eğer işletme ilk kez TÜBİTAK’a proje önerisi sunacaksa öncelikle PRODİS sistemine kayıt oluşturmalıdır. PRODİS kaydı sonrasında işletmeler sırasıyla kuruluş kaydını ve proje ön kaydını yapmalıdır. Ön kayıt işlemlerinin tamamlanmasının ardından proje hazırlık sürecine başlanmalıdır. Özet bir şekilde TÜBİTAK 1507 ve 1501 projesi şu şekilde olmalıdır:

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Sürekli bir akış ve dinamizm içerisindeyiz. Özellikle profesyonel hayatımızda tam ortasına düştüğümüz kriz durumlarıyla, kök nedenine inmemiz gereken problemlerle karşılaşıyoruz ve bu süreçler katlanarak devam edecek.

Apollo 13’ün 1970 yılında programlanan Ay yolculuğunu nefesini tutmuş şekilde takip edenler, dünya tarihinde başarısızlıktan doğan başarı hikayelerinden birinin tanığı olmuştu. Kaptan Lovell’ın “Houston, we have a problem” cümlesi tarihe geçti, zihinlere kazındı. Hedefe ulaşılamadı; ancak Lovell’ın sağduyulu liderliği ve Houston’daki görev kontrol merkezi’yle ortak ekip çalışması sayesinde, imkânsız gibi görünen güçlüklerin üstesinden gelindi ve mürettebat can kaybı olmadan geri dönmeyi başardı.

Kriz durumlarını bir felaket olarak ele aldığımızda, süreçleri yönetemeyerek çok ciddi bedeller ödemek zorunda kalabiliriz. Krizler bir fırsattır. Bizi geliştiren, dönüştüren, mil taşlarımızı oluşturan kıymetli yollardır.

Durakladığınız düşündüğünüz dönemler, kurumunuz için inovasyon stratejisi geliştirmek için en doğru zamanlardır. BeNova tecrübesi ile İnovasyon kapasite analiziniz yapılır, kurumunuza özel inovasyon yönetim stratejisi ve sürdürülebilirlik odaklı inovasyon programı tasarlanır. Sürdürülebilirlik bir dönüşüm yolculuğu ve bunu bir günde başarmak mümkün değil. BeNova olarak, size uygun bir ritimde bu hedefe ulaşmanıza yardımcı oluyoruz.

Benova, pazarlama, marka imaj ve iletişimi, strateji danışmanlığı, iletişim danışmanlığı, kurumsallaşma danışmanlığı, ihracat danışmanlığı, strateji haritası, satış danışmanlığı alanlarında uzmanlığı ile değer katar.

Değişiminizi bugün başlatmak için, sizin için çalışan BeNova ekibi ile iletişime geçin.

Başarının bir dengeye bağlı olduğunu düşündüğümüzde, efektif olmayan bir yapıyı sürdürmenin ya da hayattaki birçok şeyi erteleyerek sadece profesyonel hayata odaklanmanın, bizi hedeflerimize ulaştırmayacağın söyleyebiliriz. Peki toksik üretkenlik (toxic productivity) bizi neden başarıya ulaştırmaz?

Toksik üretkenlik; öz değerimiz ile üretkenlik seviyemizi paralel görerek, aşırı üretken olmaya çalışmak sonucunda fiziksel, duygusal ve zihinsel sağlığımızın olumsuz etkilenmesidir.

Herkes aşırı ataleti bilir; ancak aşırı üretkenliği bilmek ve bu konuya dikkat çekmek de önemlidir. Çünkü aşırı atalet kadar, aşırı üretkenlik de zararlıdır. Zihnimizin sürekli işte olması, ailemizin, arkadaşlarımızın, çevremizin ve ilişkilerimizin zarar görmesi bu toksik üretkenliğin en büyük belirtileridir.

Toksik üretkenlik, ne kadar üretken olunursa olunsun, hiçbir zaman bununla mutlu olmamaktır. Daha fazlasını yapmamış olmanın suçluluk duygusuyla sağlığımıza, ilişkilerimize ve genel refahımıza zarar verecek ölçüde çalışabiliyoruz. Gerçekçi olmayan beklentilere sahip olmak, böylece sürekli başarısız olduğumuzu hissetmek bizi mutsuzluğa götürüyor . Toksik üretkenlik içinde olan insanların sonunda “tükenmişlik sendromu” yaşaması çok muhtemeldir ve bir kırılma noktasından sonra tekrar iyileşmek çok daha zordur.

Özünde, verimlilik bir yaşam felsefesidir. Verimli olmak bir rutin halidir, her an bilinçli olarak ne yapıyorsak onu yapmaktır. 21.yüzyıl makinesinde bu toksik üretkenlik kültürü doğmuştur. Toksik üretkenlik işkoliklikten daha fazlasıdır; çünkü işkolik olmak aralıksız olarak çalışma zorunluluğu iken, toksik üretkenlik daha fazlasını yapmadığımız veya söz konusu projeyi daha erken bir zamanda bitirdiğimiz için kendimizi suçlu bile hissetmemize neden olabilir.

Değişmeyen Tek Şey Değişim

Geride bıraktığımız son 20 yılda birçok organizasyon, geleneksel iş modellerini terk etmediği için yoğun rekabete dayanamayarak, tarihin derinliklerinde kayboldular. Sanıyorum ki bu durumu en iyi özetleyen örneklerden birisi de Nokia CEO’sunun ‘’Hiçbir şeyi yanlış yapmadık ama bir şekilde yenildik’’ sözleri oldu. Nokia değişmemiş, dönüşmemişti. Peki her şey değişmeli mi?

Organizasyonların değerleri ve iş etiği gibi pusula olarak kullanılan yapı taşları değişmeyebilir; ancak yol haritaları, yöntem, süreç gibi iş etkinliği araçları ve hedefler mutlaka değişir; hatta değişmelidir de. Organizasyon inovasyonu, stratejik planlama ve yönetim süreçlerinin ele alınması değişimi başlatacak en önemli adımlardır.

Peki değişimin önündeki bariyerler?

Değişim algısı uzun bir süreçtir. Bir günde oluşmadığı gibi, bir günde de değişim olmaz. Aynı zamanda değişim uzun süreli enformasyon çabaları ile oluşturulabilecek bir sonucu ifade eder. Çünkü taraflar değişimi kayıtsız şartsız ve hemen kabul etmezler. Alışkanlıklar, konfor alanları, statükoculuk ve değişimi hayatın özgürlüğüne yönelik tehdit olarak kabul etme gibi hususlar, bu algının oluşumunu zorlaştırır. Böylece bu ve benzer sebeplerden dolayı değişime karşı direnç noktaları oluşur.

İşte burada da en kıymetli şey ‘’Değişimi Yönetebilmek’’tir. Yönetim Danışmanlık şirketleri ile başlatacağınız bu süreçte, değişimin planlanmasından uygulama süreçlerine kadar yanınızda olacak bir desteğe sahip olursunuz.

Bu konuda John Kotter “Yönetim Bilimi” ve “Değişim Yönetimi” konularında önemli çalışmalar yapmış, değişim yönetiminin 8 aşamalı yaklaşımını çizerek bize bir yöntem sunduğu ” Değişime Liderlik Etmek (Leading Change)” isimli kitabı yazmıştır. Buna göre etkili değişim için;

Yine Forbes’a göre, şirketlerinde söz hakkına sahip ekipler kendilerini daha güçlü hissediyor ve iş süreçlerinde daha iyi çıktı elde ediyor.

BeNova, şirketinizin değişime en çok ihtiyaç duyduğu alanları belirler. Güçlü bir takım oluşturmanız için; İnsan kaynakları danışmanlığı, insan kaynakları yönetimi ve kariyer danışmanlığı, alanlarında hizmetler sunar. 

Savunma ve havacılık sektörünün önündeki zorluklar sıralanırken her seferinde telaffuz edilen konulardan biri de insan kaynakları alanı oluyor. BeNova Consulting ve istihdam alanındaki girişimi BeNova Human Capital, sektöre, bu alanda karşılaştığı zorlukları aşabilmesi için istihdam ve danışmanlık hizmetleri sunuyor. BeNova Human Capital İnsan Kaynakları Müdürü Merve Pekcan ve BeNova Consulting Genel Müdürü Erdinç Mert, bu hizmetlerini ve sektörde nasıl fark yarattıklarını MSI Dergisi okuyucuları için anlattı.

Dijiital dönüşüm artık kaçınılmaz bir gerçek ve KOBİ’ler dijital dönüşüm gerçeğine bir an önce ayak uydurmak zorundalar. Dünya’da koronavirüs salgınından sonra hızla ilerleyen dijitalleşme pek çok işletmeyi farklı bir konuma taşıdı. Türkiye’de KOBİ’lerin çoğu bu zor dönemde işlerini dijitale taşımayı deneseler de buna hazır olmadıklarını gördüler. Peki KOBİ’ler dijital dönüşüm sürecine nasıl adapte olmalı?

İş Sürecini Dijital Yönetin

Dijital platformlar uzmanlık gerektiren alanların başında geliyor. Doğal olarak işletmenizde bu sektörü avcunun içi gibi bilen biri yoksa dijital yönetim neredeyse imkansızdır. İşletmenizi bir bütün olarak ele aldığınızda ürettiğiniz ürün, verdiğiniz hizmet, ekibinizin yönetimi, sahadaki işler gibi detayların her birinin dijitalde yeri olmalıdır. Reel bir yönetimin aksine dijitalde işlerin yönetimi daha kolay olsa da hazırlıksız olmaz ortalığı biraz karıştırabilir. Süreç gözden geçirildiğinde sektörünüzün hangi teknolojilerle adaptasyon gösterebileceği tartışılmalıdır.

Dijitalleşmeye Nasıl Başlanmalıdır?

İşletmenizi çok iyi tanımalısınız. İhtiyaçlarınızı bildiğiniz takdirde dijitalde yer almanın avantajlarını kısa sürede görebilirsiniz. İşletmenizin temel faaliyet alanını direkt olarak etkileyen çekirdek (Core) süreçler dijital bakış açışıyla tekrar ele alınmalıdır. Hangi alanlara öncelik vererek ilerlenmesi gerektiğine karar verilmelidir. Buna doğru bir örnek olarak ERP sistemini gösterebiliriz. Üreten firmaların dijitalde stok, üretim, muhasebe süreçlerini tek bir sistem üzerinden yönetebilmeleri muhteşem bir kolaylıktır. ERP sistemi ise bunu çözecektir. Hatta kısa sürede çok daha fazla yol kat ettiğinizi de daha iyi anlayabilirsiniz. Farklı sektörlere uygun olarak geliştirilen yazılımların birçok işletmeyi sıfırdan zirveye taşımış olması tesadüf olamaz… 

Kobiler Dijitalleşmek Zorunda Mıdır?

Büyümek isteyen KOBİ’ler dijital dönüşüm için hazırlık yapmak zorundadır. Dijital çağda hala masa başında iş yapıyor olmak ve bunu yalnızca reel kaynaklar üzerinde sürdürmek rekabette geri plana düşürecektir. Değişime adapte olamayan KOBİ’lerin rakipleriyle arasına ciddi bir mesafe girecektir. Dijitalleşmenin ilk adımı olan ‘’ yönetim’’ kesinlikle doğru ele alınmalıdır. İşletmeler teknolojik alt yapılarını oluşturmadan plansız bir şekilde dijitale yönelirse de büyük hayal kırıklığı yaşarlar. Modern pazarlama yöntemleri dikkate alınarak bu süreçte müşterilerinize dijitalde de başarılı bir profil göstermelisiniz. KOBİ’ler dijitalleşirken imajlarından taviz vermeden iş akışını profesyonelce yönetmelidir. Dijital platformlar hakkında yetkinliği olan kişilerle iş birliği yapılarak adaptasyon sürecinin kolay bir şekilde geçmesi sağlanmalıdır.

Dijitalleşme Sürecinde Kimlerle İş Birliği Yapılmalıdır?

Teknoloji her geçen gün insanları şaşırtmaya devam ediyor. Bu değişimleri görmezden gelmek ve kayıtsız kalmak artık olanaksızdır. KOBİ’ler dijitalleşirken kısım kısım ilerlemelidir. Dijitale adaptasyon sürecinde kaynakları yetersiz olan KOBİ’ler dijital pazarlama, e-ticaret, insan kaynakları gibi alanlarda muhakkak iş birliği yapmalıdır. Dijital dönüşümün temelinde de stratejiler yer alır. Bugün büyümeyi hedefleyen KOBİ’ler dijital dünyaya doğru stratejilerle adım atmalıdır. Yeni nesil teknolojilere kesinlikle fırsat verilmeli ve bu teknolojik gelişmeler yakından takibe alınmalıdır.

KOBİ’ler Dijitalleşme Sürecinde Neler Yapmalıdır?

‘’Dijital dönüşüm, uzun bir yolculuktur ve bu yolculuğa çıkmadan önce, nereye gitmek istediğinizi ve hangi yoldan gideceğinizi belirlemek çok büyük önem taşır. Bu nedenle şu anda dijital dönüşümün neresinde olduğunuzu bilmeniz, nereye gitmek istediğinizi belirlemeniz ve hangi yoldan gideceğinizi önceden planlamanız çok önemlidir. Ancak bu hazırlıkları yaptıktan sonra çıkılacak bir dijital dönüşüm yolculuğunda başarılı olabilirsiniz.‘’

İletişim Formu

magnifiercross
×